CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda; iktidarın belediyelere yaptığı kayyum atamalarını eleştirerek, “31 Mart’ta seçimler var. Eğer bir cumhuriyette, bir demokraside, bir coğrafyada kendisini hakim olan kimlikten farklı hisseden bir topluluk varsa, halk varsa bunların kendisini serbest seçimler yoluyla ifade etme hakkı var. Bunun yolu da yerel seçimlerdir, genel seçimlerdir. Eğer siz yerel seçimlerde kendisini hakim topluluktan farklı hisseden insanlara kimliklerinden dolayı yolu kapatırsanız başka şeylerin yolunu açarsınız. Kayyum yasası bu Parlamento’dan geçmedi, yasa geçmedi. Peki, Diyarbakır’dan darbe mi oldu? Van’dan darbe mi oldu? Mardin’den darbe mi oldu? 15 Temmuz Darbesini bu belediyeler mi yaptı? 15 Temmuz darbesini Diyarbakır Belediyesi mi yaptı? Ama ne oldu? Bu Meclisten OHAL nedeniyle çıkardığınız yetki yasasıyla, bakın, bugüne kadar, Cumhuriyet’ten bu zamana kadar hiç kimsenin aklına gelmeyen, şeytanın bile aklına gelmeyen bir düzenleme aklınıza geldi, şeytanın bile aklına gelmeyen; kayyum yasasını icat ettiniz” dedi.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda AKP iktidarının kayyum uygulamasını eleştirdi. Tanrıkulu şunları söyledi:
“SELÇUK MIZRAKLI HAKKINDA HİÇBİR SORUŞTURMA YOKTU, MUHTEMEL SEÇİLECEĞİ BİLİNDİĞİ İÇİN DE HAKKINDA DÜZMECE DOSYALAR HAZIRLANDI”
“Önümüzde yerel seçimler var tabii. Sayın Cumhurbaşkanı Diyarbakır’ı istiyormuş, öyle ifade etmiş Diyarbakır milletvekili arkadaşlarımıza. Ben de Diyarbakır Milletvekiliyim. Diyarbakır kadim bir kenttir, tarihi bir kenttir, bir kimlik kentidir. Diyarbakır’ın bütün sokaklarını ve tarihini bilirim ama Diyarbakır ne istenir ne alınır. Diyarbakır boyun eğmez, Diyarbakır biat etmez, Diyarbakır diz çökmez, onurundan da vazgeçmez hiçbir zaman; onuru da kendi oylarıdır, kendi seçtikleridir aynı zamanda, bundan da vazgeçmez. 2019 Seçimleri oldu; dostum, arkadaşım Selçuk Mızraklı bu Parlamentonun üyesiydi kendisi, hakkında hiçbir soruşturma yoktu, muhtemel seçileceği bilindiği için de hakkında düzmece dosyalar hazırlandı ve daha 1 Nisan’da kendisiyle ilgili olarak görevden alınmasıyla ilgili yazı yazıldı. Şimdi, bir daha 31 Mart’ta seçimler var.
“YEREL SEÇİMLERDE KENDİSİNİ HAKİM TOPLULUKTAN FARKLI HİSSEDEN İNSANLARA KİMLİKLERİNDEN DOLAYI YOLU KAPATIRSANIZ BAŞKA ŞEYLERİN YOLUNU AÇARSINIZ”
Ben Adalet ve Kalkınma Partisi grubuna soruyorum: Gerçekten ne yapacaksınız? Ne yapacaksınız? Yani bu halkın iradesini nasıl yok sayacaksınız? Bakın, şimdi, siyaset biliminde şu var, demokrasinin ölçütünde şunlar var: Eğer bir cumhuriyette, bir demokraside, bir coğrafyada kendisini hakim olan kimlikten farklı hisseden bir topluluk varsa, halk varsa bunların kendisini serbest seçimler yoluyla ifade etme hakkı var. Bunun yolu da yerel seçimlerdir, genel seçimlerdir. Eğer siz yerel seçimlerde kendisini hakim topluluktan farklı hisseden insanlara kimliklerinden dolayı yolu kapatırsanız başka şeylerin yolunu açarsınız. O nedenle, biraz sonra burada konuşacak AK Partili arkadaşımız gelip burada kayyumu savunmasın, ayıptır. Bu kürsü demokrasi kürsüsüdür, kayyum yasası burada çıktığı zaman buradaydık, bakın, bu Parlamentodan geçmedi, yasa geçmedi. Peki, Diyarbakır’dan darbe mi oldu? Van’dan darbe mi oldu? Mardin’den darbe mi oldu? 15 Temmuz Darbesini bu belediyeler mi yaptı? Sizlere soruyorum Değerli Arkadaşlar: 15 Temmuz Darbesini Diyarbakır Belediyesi mi yaptı? Ama ne oldu? Bu Meclisten OHAL nedeniyle çıkardığınız yetki yasasıyla, bakın, bugüne kadar, Cumhuriyet’ten bu zamana kadar hiç kimsenin aklına gelmeyen, şeytanın bile aklına gelmeyen bir düzenleme aklınıza geldi, şeytanın bile aklına gelmeyen; kayyum yasasını icat ettiniz ya.
“DİYARBAKIR’IN RANTINI KAYYUMLARA, VALİLERE, İŞ BİRLİKÇİLERİNE BU KADAR SATMAK AK PARTİ GRUBUNA YAKIŞIR MI?”
Bir kez daha söylüyorum, 15 Temmuzdan sonra OHAL’le aldığınız yetkiyle bunu yaptınız. Parlamentodan bu yasa geçemedi, geçemedi, AK Parti o maddeleri geri çekmek zorunda kaldı bu Parlamentoda, 15 Temmuz’dan sonra. Evet, böyle yaptınız. Bakın, elimde rüşvetle ilgili olarak, yapılan sınavlarla ilgili olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ve kayyum yönetiminin bir sürü yolsuzluğu var. Şimdi, arkadaşımız, gelecek diyecek ki: ‘Arsa satılır.’ Yahu, arsayı kim satar? Nasıl satar? Bir kişinin iradesiyle satılır mı? Pazarlık yoluyla satılır mı? Rüşvetle satılır mı? Değerinden, onda 1 değere satılır mı arkadaşlar ya, satılır mı? İmar düzenlemesi sadece kaymakamın, valinin imzasıyla yapılır mı? Bu kadar çok rantı Diyarbakır’ın, bölgenin, o coğrafyanın rantını kayyumlara, valilere, iş birlikçilerine bu kadar satmak AK Parti grubuna yakışır mı? Ama 31 Mart sonuçta bu iradenin sandıkta yeniden tecelli edeceği yer olacaktır.”