Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hak-İş Konfederasyonu’nun Ankara’da düzenlenen ‘Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Türk Çalışma Hayatı Sempozyumu’na katıldı. Işıkhan, Filistin’de meydana gelen hastane, ibadethane ve okul bombalamalarına ilişkin, hiçbir savaş hukukunun bu tarz saldırılara izin veremeyeceğini belirterek, “Çocukların, masum sivillerin zarar gördüğü hiçbir çatışma, asla meşru olarak kabul edilemez. İsrail’in hiçbir kural tanımayan, katliam derecesine varan masum sivillere yönelik zulmünün bir an önce son bulması gerekiyor. Şunun çok iyi bilinmesi gerekir ki bizler her daim mazlum ve mağdurun yanında olduk. Adeta bir terör örgütü refleksiyle, kadın, çocuk, yaşlı, engelli demeden, tüm masum sivilleri acımasızca, canice hedef alan, katleden tüm zalimlerin karşısındayız” dedi.
‘ÖRGÜTLENMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRDIK’
Sendikal faaliyetlere yönelik çalışmalarına değinen Işıkhan, ortak akıl ve istişare ile çalışma barışının sağlanmasına yönelik önemli düzenlemeler yapıldığını söyledi. Atılan en önemli adımların başında, 2012 yılında yürürlüğe giren kamu çalışanlarına yönelik toplu sözleşme hakkı olduğunu kaydeden Işıkhan, “Ayrıca bir askeri darbe sonucu oluşmuş sendikal mevzuatımızı, Avrupa Birliği normları ve Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmelerine uygun olarak 29 yıl sonra, 2012 yılında Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile yeniden düzenledik. Hayata geçirdiğimiz yasal düzenlemeler ile örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırdık. Sendikalılık oranlarını ve sendikaların kuruluşunu kolaylaştırdık, kısıtlamaları ortadan kaldırdık. 2013 yılında yüzde 9,21 seviyelerinde olan sendikalaşma oranını, 2023 yılı itibarıyla yüzde 14,76 seviyelerine kadar çıkardık. Bugün herhangi bir sendikaya üye olan 2 milyon 421 bin 940 işçi, emekçi kardeşimiz var. Sivil toplum ve sendikalaşma yolundaki engelleri kaldırdık” diye konuştu.
‘HİÇBİR ZORLUK BİZİ YILDIRAMADI’
Işıkhan, ekonomiye ilişkin de şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Orta Vadeli Programımız ile 12’nci Kalkınma Planımız ve enflasyonla mücadele yol haritamız, sadece mevcut sorunlara çözüm olmakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomideki istikrarlı büyümeye de önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bakanlık olarak işçilerimizi korumak için de gerekli tedbirleri almaya devam ediyoruz. Malumunuz göreve gelir gelmez ilk işimiz; asgari ücretin ara zammını belirlemek oldu. Hamdolsun tüm tarafların ortak mutabakatıyla asgari ücreti enflasyon karşısında emekçimizin hakkını koruyacak bir seviyeye çektik. Hemen ardından kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri için bağlayıcı nitelikteki 2023 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü’nü, Hak-İş Konfederasyonu’nun da önemli katkısıyla mayıs ayında imzaladık. Çerçeve protokol ve imzalanan toplu iş sözleşmeleriyle birlikte kamuda çalışan işçilerimizin mali ve sosyal haklarında önemli kazanımlar elde ettik. Devlet olarak çalışma barışının sağlanması ve enflasyonun olumsuz etkilerine karşı işçilerimizin haklarının korunması için azami gayret gösteriyoruz. Şunun altını özellikle çizmek isterim ki Türkiye’nin ekonomisi, kolayca yıkılacak, kırılgan bir ekonomik yapı değildir. Ülkemiz onlarca badireye, atlattığımız onlarca iç ve dış saldırıya maruz kaldığımız yılları dahi rekor büyüme oranlarıyla kapattı. Hiçbir zorluk bizi yıldıramadı, yolumuzdan alıkoyamadı. Dev yatırımlar, ihracatta kaydettiğimiz ilerlemeler ve istikrarlı büyümemizle artık Türkiye, önüne daha büyük ve uzun vadeli hedefler koymuştur.”