UĞUR KURBAN / Milliyet.com.tr AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum, Haliç Kongre Merkezi’nde basın kuruluşlarının yöneticileriyle bir araya geldi.
AK PARTİ’NİN İSTANBUL ANKETİ
Son anketlere ilişkin bilgi veren Murat Kurum, “Ben hep açık açık söylüyorum. Ben ilk adaylığım açıklandığında anket yaptırdım. O zaman 1,5-2 puan gerideydik. Piyasada gezen anketler bizi 8-10 puan geride gösteriyordu ama gerçek öyle değildi. Sonra projeleri açıkladık, ilçelere ziyaretlerimizi yaptık. İstanbul ile bütünleştik. İstanbul bizi sevdi, biz onları sevdik. Lansmandan sonra yaptırdığımız ankette de 1.4 puan öndeyiz. Bildiğim kadarıyla CHP’nin anketi de böyle. Biz rehavete kapılmadan, motivasyon içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” şeklinde konuştu.
BAŞAK DEMİRTAŞ’IN GERİ ADIMI
DEM Parti’nin Başak Demirtaş kararıyla ilgili soruya da yanıt veren Kurum, “Bir yerden talimat mı geldi, pazarlık devam mı ediyor? Bunu zamanla göreceğiz. PKK elebaşı Mustafa Karasu’nun bizi hedef alması da gayet doğal. Ondan ziyade işaret ettiği ittifaka dikkat çekmek istiyorum. Var olan ittifakları sahiplenmekten bahsediyor. Hepimiz hangi ittifaktan bahsettiğini gayet iyi biliyoruz. Kimlerin kimlerden medet umduğunu bir kez daha görüyoruz. Biz öncelikle siyaseti, şeffaf ve anlaşılabilir, demokratik süreçler halinde yürümesi gerektiğini savunuyoruz. PKK elebaşı üzerinden bir medet umuluyor. Vatandaşlarımız gelişmeleri görüyor. Milletimiz bölücü terör örgütünün işaret ettiği ittifaka gereken cevabı verecektir. Biz bölücü terör örgütlerinin tehditlerine boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞACAK”
Murat Kurum sözlerini şöyle sürdürdü:
Başkan yolun sonu görüldüğü için çaresizlik içinde. Ne yapacağını bilmiyorlar, nasıl bir kampanya yürüteceklerini de bilmiyorlar. Bir geliyorlar, yerelle ilgileniyormuş gibi hareket ediyorlar, bir geliyorlar ‘yerelden bu işi yürütemeyiz ulusala taşıyalım farklı gündemler ortaya koyalım’ anlayışını 5 yıl olduğu gibi sergilemeye çalışıyorlar.
Bir bakıyorsunuz Türkiye’nin diğer illerinde miting yapıyorlar. Farklı gündemler peşinde koşuyorlar şu anda ne olacaklarını bilmiyorlar ve bu manada da hep şunu söylüyorum: Kardan adamın saltanatı güneş doğuncaya kadarmış. İstanbul’da 31 Mart’ta inşallah güneş doğacak. İstanbul özgürlüğüne kavuşacak. Açıkçası terör örgütünün ne söylediği, kimin kimle ittifak yaptığı bizim umurumuzda değil.
Milletimiz 28 Mayıs’ta gereken cevabı sandıkta gösterdi. Zaten terör örgütünün bizi desteklemesini beklemiyoruz. Bizi hedef alması doğal.
Kimin kimle hareket ettiği bizim için kıymeti olmayan bir durumdur. Biz önümüze bakacağız. İstanbul’un gündemine bakacağız. İstanbul’un gündemindeki konulara odaklanacağız hep bu tarafta olacağız. Onların ne yapmak istediklerini de herkes biliyor, kimse kusura bakmasın. İstanbul’da söyleyecekleri bir şey olmadığı için gündemi farklı mecralara taşıyarak İstanbul dışında gündem oluşturmaya çalışan sözde İstanbul’a liderlik yapıyorum, İstanbul meseleleri ile ilgileniyorum algısı, maskesi artık düşmüştür. Milletimiz de bunu görmüştür. O yüzden biz işimize bakacağız, projelerimize bakacağız.
Milletimiz bu gelişmeleri görüyor. Asil milletimiz, aziz İstanbullular bölücü terör örgütünün işaret ettiği ittifaka da gereken cevabı 28 Mayıs’ta net bir şekilde verdi. Eminim ki 31 Mart’ta da aynı şekilde daha güçlü şekilde bu cevabı verecektir.
MURAT KURUM: İSTANBUL ÜLKEMİZİN LOKOMOTİFİDİR
Murat Kurum’un Haliç Kongre Merkezi’nde yaptığı açıklama şöyle: Hepiniz hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Ben izin verirseniz, sözlerimin hemen başında üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen, hala acısı yüreklerimizde taptaze bir şekilde hüzünle duran Kahramanmaraş merkezli depremlerde yitirdiğimiz canlarımızı rahmetle anarak başlamak istiyorum.
Bir yıl önce asrın felaketinde 53 bin 537 canımızı kaybederek çok büyük bir acı yaşadık. Bugün bir yandan bu acıyı kalbimizin derinlerinde taşıyoruz. Ama bir yandan da afetzede kardeşlerimizi yeni sıcak ve güvenli yuvalarına kavuşturmanın mutluluğunu hissediyoruz.
Bu deprem bizlere 2 şeyi çok açık bir şekilde yeniden göstermiştir. Birincisi, devletimizin ne kadar büyük ve güçlü bir devlet olduğunu tekrar görmemizi sağlamıştır. İkincisi ise bu aziz milletin ne kadar güzel, ne kadar yardımsever, kardeşlik bağıyla birbirine bağlı bir millet olduğunu; tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Ben, bu milletin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum, gurur duyuyorum. Bir kez daha depremde şehit olan tüm kardeşlerimize, annelerimize ve yavrularımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Bugün sizlerle İstanbul’umuzu konuşacağız. İstanbul’umuz, her açıdan “kendine has özellikleri olan” bir şehirdir. İki denizi, iki kıtayı buluşturan müstesna bir mekândır. 5 bin yıllık ticari birikimiyle; her mesleğin icra edildiği bir anahtar şehirdir. Ülkemizin ekonomide lokomotifidir. Türkiye’nin bütün şehirlerini kavuşturan lider bir şehirdir.
32 gündür sahadayız, sizlerle de her fırsatta birlikte oluyoruz. Ben her birinize İstanbul’un yarınları için gösterdiğiniz ilgiden dolayı çok teşekkür ediyorum. Evet, İstanbul’un 39 ilçesinde milletimizle, gençlerimizle, minik yavrularımızla buluşuyoruz. Basın emekçisi kardeşlerimizle de zaman zaman sohbet ediyoruz, fikirlerini alıyoruz.
Bu güzel buluşmada da yine bir arada olmaktan büyük keyif aldığımız, kendilerinden istifade ettiğimiz siz değerli medya kuruluşlarımızın yöneticileriyle birlikteyiz. Sahaya çıkarken İstanbullulara bir söz verdik. Milletimizin “Her anında hep yanında” olacağız. AK Parti teşkilatımızla, milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, Cumhur ittifakımızın gönüllüleriyle birlikte; daima milletin yanındayız. Sahada konuştuğumuz herkesin, her fırsatta ortaya koyduğu ve bizim de paylaştığımız; bazı önemli tespitlerimizi sizlere anlatmak istiyorum. İnsanımızda; İstanbul’un karmaşasına, sistemsizliğine dair yaşamış olduğu derin bir bıkkınlık hali görüyoruz. Ama bunun yanında yaşlılarımızdan kadınlarımıza, gençlerimizden esnafımıza kadar herkeste; “umudun” süratle yükseldiğini de hissediyoruz, buna şahit olmaktan da mutlu oluyoruz.
Biz sadece dert dinlemiyor, hazırlayacağımız projeleri de bilim insanlarımızla, iş insanlarımızla, işçi kardeşlerimizle, sendikalarımızla ve en çok da vatandaşımızla doğrudan çalışıyoruz. Şunun altını önemle çiziyorum. Biz vatandaşımızı dinleyici olarak görmüyoruz, vatandaşımızı doğrudan bir paydaş olarak, İstanbul’u yönetecek ekibin bir parçası olarak görüyoruz.
Hülasa; biz İstanbul’un meselelerini bugün değil, aylardır çalışıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ndeki AK PARTİ grubumuz beş yıldır çalışıyor. Oradan da çok büyük sonuçlar alıyor ve projelerimize yansıtıyoruz. İstanbul’un projelerine tek bir açıdan bakmıyoruz. Biz yaptığımız tüm projelere, Siztem İstanbul konsepti üzerinden yaklaşıyoruz. Yani her açıdan düşünerek, bütüncül bir şekilde hazırlıyoruz.
Bu sistemin merkezinde de insanlar var, insanımızın en temel hakları var, İstanbulluların mutluluğu var. İşte bir süre önce açıkladığımız Türkiye Yüzyılı İstanbul Vizyonu’muz doğrudan İstanbulluların gündemlerinde olan başlıklarla belirlendi, kategorize edildi ve milletimize sunuldu. Vizyon İstanbul’da biz milletimize 10 temel başlıkta projelerimizi, hedeflerimizi, hayallerimizi anlattık.
Neydi bu projeler? Birincisi yeni metro ve metrobüs hatlarıyla, her iki yakada yapacağımız tünellerle, güçlendirilmiş deniz ulaşımı ve daha birçok teknoloji yoğun ulaştırma projesiyle Uğraştıran Değil Ulaştıran İstanbul. İkincisi İstanbul’u bekleyen olası depreme karşı inşa edeceğimiz 650 bin kentsel dönüşüm konutuyla, 100 bin sosyal konutla ve yeni afet yönetim uygulamalarıyla Afetlere Dirençli Istanbul.
Üçüncü başlığımız ise; “Her Anında Hep Yanında” sloganıyla hayat bulacak olan; sosyal belediyecilik uygulamalarımızla; yaşlılarımızın, emeklilerimizin, kadınlarımızın ve gençlerimizin hayatlarını iyileştirecek, kolaylaştıracak desteklerin yer aldığı Sosyal Belediyecilik Uygulamalarımız. Dördüncü başlığımız ise; dünyamızı, ülkemizi ve İstanbulumuzu iklim değişikliği nedeniyle bekleyen olası bir su krizine karşı koruyacak altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla Sürdürülebilir Su Yönetimi. Beşinci hedefimiz; halkımızın ve sokaklarımızın daha huzurlu ve daha güvenli olması için; sokak hayvanlarına dair uygulayacağımız yeni uygulamalarımız. Altıncı hedefimiz ise; Uluslararası İstanbul festivalleri, İstanbul akademisi, genç sanatçılara vereceğimiz destekler ve yeni fuar-kongre merkezleriyle; Kültür, Sanat ve Turizmiyle Yaşayan İstanbul. Yedinci hedefimiz, Bilişim yönetim ve teknoloji merkezi, İstanbul’un dijital ikizi ve Biz İstanbul gibi projelerimizle şekillendireceğimiz Digistanbul. Sekizinci hedefimiz; İstanbul’u sıfır atığın model şehri yapacak, yine 2040 net sıfır emisyon hedefimize ulaştıracak yatırımlarla Nefes İstanbul. Dokuzuncu hedefimiz; sporu ve hareketi mahallelerde yapacağımız tesislerden başlatacağımız, Olimpiyat Şehri İstanbul hedefimize bizi ulaştıracak olan Sporla Yaşayan İstanbul. Ve onuncu hedefimiz. Tarihe Vefa, Geçmişe Saygı sloganıyla hazırlayacağımız projelerle, aslına uygun şekilde yeniden ihya edilecek caddelerimizle, sokaklarımızla; yeni meydan projelerimizle ve tarihi yarımadaya dair yapacağımız yeni uygulamalarımızla Mirasını Geleceğe Taşıyan İstanbul.
Biz bu hedeflerimizi açıkladığımız günden bu yana, İstanbul’da heyecanın ve umudun çok daha arttığını görüyoruz. Sokaktaki insanımız bizim projelerimizi gördükten sonra hakikaten hayal etmeye başladı diyebilirim. Peki İstanbullular bizim projelerimizden de hareketle; İstanbul’u hangi özelliklere sahip bir şehir olarak hayal ediyor, ona gelin beraberce bakalım:
İnsanımız sürdürülebilirlikte; Temiz enerji kullanımı ve çevre dostu uygulamaların yaygınlaştırılmasını istiyor. Yeşil alanların korunmasını ve her geçen gün artırılmasını istiyor.
Ulaşım ve Trafikte; Etkin toplu taşıma ağları, yeni metrolar ve bisiklet yollarını istiyor. Akıllı trafik yönetimi ve yeni otopark alanlarının düzenlenmesini arzuluyor.
Eğitim ve Kültür’de; Yüksek kaliteli eğitim kurumları ve kültür etkinlikleri istiyor. Tarihi ve kültürel miras noktasında; bu alanların yüzde yüz erişilebilir olmasını istiyor.
Ekonomik Kalkınmada; İnovasyon ve teknolojiye dayalı; nitelikli istihdamı önceleyen ekonomik büyüme herkesin gündeminde. Yerel işletmelerin desteklenmesi ve yeni iş fırsatları özellikle gençlerimizin ve kadınlarımızın ilk gündemi diyebilirim.
Toplumsal Bütünlük için herkes; her kesimi kucaklayan sosyal hizmet projeleri bekliyor. Geride kimsenin kalmadığı bir yaşam arzuluyor.
Şehir Planlaması açısından; insanların rahatlıkla ulaşabileceği parklar ve kamusal alanlar herkesin hasreti. Gençlerimizin gündemlerinin ilk sırasında ise İnovasyon ve Teknoloji geliyor.
Yine yenilikçi ve girişimci projelerin desteklenmesi ve yeşil teknolojilerin geliştirilmesini çok değerli olarak görülüyor. Tabi milletimiz bunları yapacak olanların da Şeffaf olmasını istiyor; Herkesin beklentilerini anlamak için düzenli iletişim kurulmasını arzuluyor. Özellikle kadınlarımız; çocuklarımızın milli ve manevi hassasiyetlerini geliştiren aile dostu belediyeciliği arzuluyor. Biz milletimizin bu beklentilerini harfiyyen yerine getirerek; İstanbul’u Türkiye Yüzyılı’nın lider şehri yapmakta53 kararlıyız. Halkımızın da teveccühü ve desteğiyle bunu başaracağız. Bizim tek bir önceliğimiz var; İstanbul’a hizmet etmek. Sadece İstanbul diyoruz çünkü gerçek belediyeciliğin ancak İstanbul’u merkeze alarak yapılacağına inanıyoruz. Altını çizerek söylüyorum, mazeret belediyeciliği yapmayacağız.
İstanbul’un kaynaklarını algı yönetmek için kullanmak yerine gerçek belediyecilik hizmetleri için kullanacağız. İstanbul bugün gerçek belediyecilik iradesi yerine; kendi siyasi hedeflerini ön sıraya koyan bir anlayışla yönetilmektedir. Ve İstanbul yönetimi, açık söylüyorum, BAŞARISIZ olmuştur. Ama İstanbullu çaresiz değildir. İstanbulluya, çaresiz olmadıklarını gösteren bir SİZTEM anlayışıyla hizmet edeceğiz. Bu bizim şehircilik ve belediyecilik vizyonumuzun mottosudur. Bu nedenle SİZTEM İstanbul diyoruz. Bu, insanı özne olarak merkeze alan bir yönetim vizyonudur.
Şehrimizin sorunlarını iyi tahlil eden, tek tek çözüm üreten bir modelin adıdır. Sorunları çözerken ortaya koyduğumuz bütüncül bir şehir felsefesidir. Ve baştan bu yana saydığım tüm projelerin merkezinde yer almaktadır. Ben şimdi sözü siz değerli dostlarımıza bırakıyorum.